10 Nisan 2016 Pazar

Bilmeden Gitme, Okumadan Geçme

Tekrar merbahalarr!!
Bugün size tanıştığım Koreli arkadaşçıklarım ile olan deneyimlerimi ve Korelilerin gerek şaşırdığım gerek takdir ettiğim bazı özellikleri, görüş ve alışık olmadığımız adetlerini paylaşacağım. Ne kadar benzer kültürler de olsak, aslında bir o kadar da uzak olduğumuzu söyleyebilirim. Aramıza giren mesafelerin götüremediği şeyler olduğu gibi bu iki kültürü farklı kılan bir sürü şey de var aslında. Peki o zaman hepimiz gözlerimizi açıp heyecanla okumaya hazır mıyız? ^^

1- Selamlaşma biçimi

Açıkçası önce bu konudan bahsetmek istedim çünkü beni şaşırtmıştı :D Türklerde biliyoruz ki tanıdığımız birini görünce öpüp sarılmadan durmayız. Hem ayıptır hem de bu garip gelmez; illa ki (Cem Yılmaz'dan olmasın) iki yanağa 45 dereceden bir öpücük kondururuz.

Bir gün Koreli bir arkadaşıma (erkek olur- pek birşeyi değiştirmiyor ama söylemiş olayım) söz verdim ve ona İstanbul'u gezdirdim. Sultanahmet'in ve başka bir gün de Kadıköy'ün altını üstüne getirdik. Yedirdim içirdim sohbet ettik biraz Türkçe öğretmeye çalıştım o Korece öğretti vesaire. E insan arkadaş gibi hisseder o kadar yakın olmuşsunuz kaç gün gezmişsiniz dimi? Ayrılacağımız zaman ben de ne yaptım? Tamam o zaman görüşürüz dedim, otomatikman elini tuttum ve hop kendime çekip bir sağdan bir soldan 'gayet normal bir şekilde' öptüm (Resimde görüldüğü gibi :D). 

Çocuk öyle bir sıçradı, şaşırdı ki kendimden ölesiye utandım. Dedim yanlış anlama, bizde herkes birbirine veda ederken falan böyle selam verir sizde bu garip mi diye sordum. Evet biz arkadaşlarımızla ayrılırken sadece el sallar annyeong deriz böyle olmaz ondan şaşırdım dedi. Tabi utancımdan yerin dibine girdim.


Çocuğun gözünde ben (temsili) :D
Not: Çok samimi olup hemencecik kolunuza giren de yok mu, var tabi (belki kız olduğu içindir :)) ama istisnalar kaideyi bozmaz :D

Bende de salaklık yani hiç mi dizilerde görmedin insanların mesafeli olduğunu? Sonradan  aklıma dizilerdeki "kusura bakma Amerika'dan geldi o yüzden fazla samimi" klişesi geldi. Suç bende yani hiç düşünmeden davrandım, aklıma gelmedi Kore'de insanlar nasıl vedalaşıyor diye ama o kadar alışkanlık olmuş ki artık bizim kültürde yeni tanıştığımız insanlara bile tokalaşıp öperek selam veriyoruz. Hatta bazı yerlerde öyle teyzeler var ki iki de değil: ikinci öpücükten sonra çekilince omuzlarından tutup üçüncüyü kondurmadan da bırakmıyorlar :D

Yani demek istediğim ülkelere göre selamlaşma farklılık gösteriyor ve Kore'ye gitmeden önce ya da oradan birileriyle tanışmadan önce iletişim hakkında bazı şeyleri öğrenmeye dikkat edin. Öğrenin ki benim gibi zor durumda kalmayın sonra :D


2-Yaş

Kore'de yaş kavramı ile bizim yaş kavramımız biraz faklı. Ben duyduğumda çok şaşırmıştım ve çok mantıklı gelmişti. Şöyle ki biz yaşımızı söylerken doğum tarihimizden beri sayarak söylüyoruz. Peki ya Koreliler? Koreliler yaşlarını hep bir fazla söylerler. Meğer onlar anne karnından beri yaşlarını saymaya başlıyorlarmış!!! Yani doğduğunda hemen hemen 1 yaşında oluyorsun. Diyelim birisi 90'lı. 2016'da 26 yaşında olması gerek. Ama onların söylediği "Kore yaşım 27". Resmi kaynaklarda yaş yine bizim alışık olduğumuz gibi geçiyor ama günlük hayatta genelde 'Kore yaşlarını' söylüyorlar. Ana rahmine düştüğümüzden beri bu dünyada olduğumuzu düşünürsek, sizce de bu düşünce tarzı çok güzel değil mi??  ^^

3-Yabancı isimler

Bazı arkadaşlık sitelerinde ya da dizi-filmlerde görmüş olabilirsiniz, Koreliler kendi isimlerinden farklı olarak kendilerine yabancı isim seçmeyi severler. Kpop şarkıcılarında da sahne ismi seçilirken buna sık rastlıyoruz. Beni şaşırtan şey neden yabancı bir isme bu kadar ilgi duyduklarıydı. Yalan olmasın, ilk başta batı özentiliği falan olabilir diye düşünmedim değil (malum her dizide bir Amerika lafı geçtiğinden). Fakat sonradan düşündüm de, bazı Korece isimleri düzgün telaffuz etmek her yiğidin harcı değil ve bizim düşünceli arkadaşlarımız rahatça seslenebilmemiz için söyleyebildiğimiz isimler seçiyor olabilirler. Belki de insanların adlarını söyleyememesi canlarına tak etti ve böyle bir çözüm yolu buldular :P

Mesela iki sene önce falan, yaşadığım yerde oturan Koreliler ile tanışmıştım. Bir unnie'ye ismini sorduğumda ilk önce  'İpek' demesin mi! Beklemediğim bir şeydi ve şaşırmıştım ama şimdi düşünüyorum da bence onlara daha rahat seslenebilmemiz için kendilerince böyle bir adet edinmişler (Batıyla alakası falan yok yani). Bunu bana da Korece bir isim verdiklerinde daha iyi anladım. Çünkü adımın telaffuzu onlar için biraz zordu :D  Bu sayede onların adetlerine uydum ve kendime ikinci bir isim edindimm ^^ Artık Koreli bir çingu bana isim sorduğunda ilk söylediğim Korece ismim oluyor. ^^



Eveettt...paylaşmak istediğim birkaç ufak şeyden sonra, sizleri sıkmamak için bu yazımı burada sonlandırıyorum (yazmak istediğim bir sürü şey olmasına rağmen :D). Bunun karşılığında elimden geldiğince sık yazmaya çalışacağıma söz veriyorum. İlerki yazılarımda bu konuya da devam edeceğim için beklemede kalın, kendinize iyi bakın..Hoşçakalın... ^^




2 Nisan 2016 Cumartesi

KORE-TÜRK BENZERLİĞİ

Merhaba arkadaşlar bu yazımda size Kore-Türk kültürünün benzerliği ve ortak kökeninden, dikkatimi çeken ve bazı konularda ağzımın açık kaldığı durumlardan ve bilgilerden bahsedeceğim. Ayrıca sonuna doğru da bazı benzer örf ve adetlere değineceğim :)

1- Kore-Türk dili

Herkesin bildiği ve Türkçe derslerinde öğrendiğimiz üzere Korece ve Türkçe, Ural-Altay dil ailesinin Altay kolundan gelmekte ve bu da demek oluyor ki kökenler aynııı...Gel gelelim dile...

O yuvarlaklı kareli şekilli Kore alfabesini öğrenmeyi çoğu kişinin aklı kesmez. Hatta çoğu kişi Çince ile karıştırıp "şu bir sürü harf olan dil onların mıydı?" diye sorar (o kadar harf olmadığını belirteyim^.^). Peki sanıldığı kadar zor mu? Kesinlikle değil.. Açıkça söyleyeyim ki aynı dil ailesinde olduğumuzdan öğrenebileceğimiz EN KOLAY yabancı dildir bence kendisi (test edildi onaylandı).



Şöyle ki, Korece yazılar aynı Türkçe gibi nasıl yazılıyorsa öyle okunur. Hangi Korece harfin hangi Türkçe harfe karşılık geldiğini bilirseniz çok rahat bir şekilde okuyabilirsiniz (arada dilimizin dönmediği bir ya da iki harf olabilir belki ama hemen hemen aynı sesler var). Mesela ben Kore alfabesini internetten araştırdım ve sadece yarım saat içinde öğrendim.  (Zeki olduğumdan veya dile yatkın olduğumdan değil :D ). Aynı şekilde iki Türk arkadaşım da öğrenmek istediler ve yarım saat sonra yazıları okumaya başladıklarında dedim ki tamam...Türkçe'ye bu kadar kardeş bir dil daha olabilir mi??!

İster inanın ister inanmayın ama Koreli bir arkadaşıma da Türkçedeki ekleri ve cümle yapısını en en fazla bir saat içinde öğrettiğimi söyleyebilirim. Yani aynı şekilde Koreliler için de kolay bir dil olduğu kesin. ;)

2-Kore-Türk kökeni

Şans eseri, bir gün eski tarih atlasımı karıştırırken bir baktım ki ne göreyim!! Kutluk Devleti bugünkü Kore topraklarında! Ve işte dedim ki Türk-Kore kültür birliğinin bir kanıtı daha... Orta Asya'dan göç ettiğimizi bilsem de bu kadar dip dibe yaşadığımızı gördüğümde de şaşırmadan edemedim^^


 


Diğer eski Türk devletleri Kore topraklarının kıyısından köşesinden geçmiş ve sadece komşu olarak kalmış olsalar da, İkinci Göktürk yani Kutluk Devletinin o topraklarda yaşamış olması geçmişteki kültürel birliktelik ve etkileşim olasılığımızı daha da artırıyor. O topraklarda gerek komşu olarak, gerekse bir arada yaşamamız da aradaki benzerlikleri kanıtlıyor diyebiliriz. ^^

3-Ortak örf ve adetler

Çoğumuz Kore'nin başarılı tarihi dizilerini izlemişizdir. İzlemesek bile illaki Türk kanallarında görmüşüzdür. Bu dizilerde en çok dikkatimi çeken şey onların eski tarihi dönemiyle (örneğin Joson Hanedanlığı zamanları) Osmanlı dönemi toplum yapısının çok benzerlik göstermesi: Kadınların davranışları (oturup kalkmalarına dikkat etmeleri, bir erkekle konuşurken mesafeli olmaları vb.), kralla kraliçenin ayrı odaları, kapılarda bekleyen ve biri içeri gireceği zaman açan görevliler, kadınların günümüzdekinden daha kapalı giyinmesi ve bacağı bile görünse büyük olay olması, kadının yönetimdeki ve toplumdaki yeri vesaire..... Ne olursa olsun, tarih Orta Asya'dan göç etmemize ve mesafelerin artmasına vesile olmuş olsa da, ortak kültürümüzün bir parçasının, belki de ufak kırıntılarının hala yaşadığını kolayca görebileceğimizi düşünüyorum. ^^

Çok uzatmadan sonlandırıp Kore-Türk farklılıklarını ve birkaç deneyimimi anlatacağım diğer yazım için söz vererek müsaadenizi istiyorum. Sonraki yazıda görüşmek üzere, kendinize cici bakın, takipte kalın...^^





1 Nisan 2016 Cuma

Blog Hakkında


"Dikkat! Kore Çıkabilir!" isimli bu blog Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü TUR 102 Türkçe II dersinin projesi olarak Ayşegül Felek tarafından hazırlanmıştır.




Annyeong çingular ben Ayşegül :) Aklımda blog açma fikri var mıydı derseniz cevap hayır olur :D Fakat her zaman Kore ile ilgili gördüğüm ve öğrendiğim şeyleri  birilerine anlatmak için çıldırdım resmen. Annemi ve arkadaşlarımı esir aldım, onlara anlattım (hepiniz yaptınız biliyorum) :D  Sonunda Türkçe hocamın verdiği bu proje vesilesiyle parmaklıklardan kurtulmuş gibi hissediyorum  :) 

Hepimiz bir Güney Kore dalgasıdır tutturup gidiyoruz. Her tarafta Kore dizileri, Kore filmleri, üstüne üstlük bu dizi ve filmlerin Türk ve yabancı uyarlamaları... Etrafımız Kore kültürü ile donatılmış durumda. Bu kültürle etkileşim arttıkça daha da çok şey öğreniyoruz. Ben de büyük bir Kore 'takipçi'si olduğumdan (bazı konularda belki hayranı diyebiliriz-özellikle film ve dizi) çoğu yerde göremediğim, kendi gözlemlediğim ve keşfettiklerimi sizle paylaşmak istiyorum :)


Biliyorum ki benim gibi dolu insan var ve sen de onlardan biriysen eğer,  birlikte keşfedeceğimiz çok şey var demektir. Biliyoruz ki her şey paylaştıkça çoğalır... :)


O zaman Kore rüzgarlarını hissetmeye hazır mıyız?..^^